Bilgisayarımsız olmuyor! |
Esas bayramı Türkiye'den kolilerimiz gelince yaptılar |
Kebişlerin kağıt yeme kavgası! |
Bayram kahvaltısı hazırlığı |
Kurbanlık deve |
Kimse yok mu dediler, biz varız dedik. |
Ne giyse yakışıyor kerataya! |
Badiye çadırından bir kare |
Çöllere düştük! |
Misafirlere hediyelik alışverişi |
Bu bayram yine çok şendik:) |
Türkiye'den çooook uzaklarda ilk Kurban Bayramımızı yaşadık. Çok şükür çok da güzel geçti. Bayramın telaşını ve güzelliğini en yoğun haliyle burada yaşadık. Çocuklar için esas bayram misafirlerin gelmeye başlamasıyla oldu, zira Türkiye'den getiremediğimiz ve içinde çocukların oyuncaklarının ve kitaplarının da olduğu kolilerimiz geldi ve daha o akşam çocuklar çıkıp bahçede kitap okuma ve test çözme!(enes tabi ki) keyfini yaşadılar.Birkaç saat sonra kurban olacaklarının farkında olmayan kebişler biz bayram sabahı okula giderken hala kağıt yeme derdinde idiler! Kahvaltı hazırlığı ve çok güzel bir kahvaltıdan sonra resimdeki deve son pozlarını bizimle verdi. Bu arada çocuklar neredeyse Türkiyedeki kadar harçlık topladılar. Bu da onlar için bayramın daha bir güzel geçmesini sağladı. Okuldaki işimiz bitince Kimse yok mu çağrısına biz de misafirlerimizle beraber cevap verdik. Harun bu arada ilk "darra" giyme tecrübesini yaşarken biz de çölün sıcağında çadır serinliği yaşamanın keyfini çıkardık. Ünal Abi, Ahmet Abi ve İbrahim Abilerin hediyelerine mukabelede bulunmak için gittiğimiz dükkandaki minik çocuk bizi (ve verdiğimiz çikolatayı) çoook sevdi. Son resim ise benim yıkıldığımın resmidir. Abi bizi o kadar çok sevdi ki hepimizi bir hamlede iç içe geçiriverdi. Yani sözün özü memleketten çok uzaklarda geçirdiğimiz bu bayramda gurbet değil kurbet yaşadık. Yani muhabbeti, kardeşliği en derin haliyle hissettik...
Erdil Ailesi